Atatürk ile ilgili son zamanlarda insanların en merak ettikleri soruların başında hutbelerde neden anılmıyor? soruları geliyor. Genellikle Atatürk’ün anılması gerektiği söylenen durumlarda hutbelerde Atatürk’ün anılmaması üzerine insanların bu duruma tepki göstermesi ve konuların gündem olması doğal olarak insanlarında bu soruları sormasına ve cevapları araştırmasına neden olmaktadır.
2023 Yılında insanların böyle bir soruyu arama motorlarında araştırmasını sağlayan gelişme 10 Kasım için oldu. Atatürk’ün vefat ettiği bu hüzünlü günde Hutbelerde rahmet okunmaması üzerine konu hem haberlere taşındı hem de sosyal medya platformlarından paylaşıldı. Her ne kadar insanlar bu duruma tepki gösterse de bazı kesimler de durumun normal olduğunu söylüyorlar. Atatürk’ün hakkında Hutbe okunmamasının bir sebebi yoktur. Yani Diyanet işleri veya farklı din grupları hakkında hutbe okunmamasıyla ilgili bir açıklamada bulunmuyorlar. Lakin bu durumla ilgili paylaşımlarda kendisinin dindar olmaması gerekçeleri gösterilmektedir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdiği kurtuluş mücadelesi ile sadece bizlere özgürlüğümüzü vermedi aynı zamanda dinimizi de sömürü altında olmadan özgürce yaşamamızı sağladı. Hakkında hutbe okutulmadığına dair iddiaları kınıyor ve doğru bulmuyoruz. Lakin kendisiyle ilgili ne zaman ve ne şekilde hutbe okunacağına karar verecek yetki de bizde değildir. Her durumun bir açıklaması ve nedeninin olduğunu düşünerek saygı duymak durumundayız. Sevenleri olarak ulu önderimizle ilgili dualarımızı okuyor ve vefatının üzerinden geçen her yıl özlemimizi arttırıyoruz.
Atatürk’ün hutbelerde neden anılmadığı konusu son zamanlarda insanların merak ettiği sorular arasında yer almaktadır. Özellikle Atatürk’ün anılması gerektiği düşünülen durumlarda hutbelerde onun adının geçmemesi, insanların tepkisini çekmekte ve konunun gündeme gelmesine sebep olmaktadır. 10 Kasım gibi Atatürk’ün vefat ettiği hüzünlü günde, hutbelerde rahmet okunmaması üzerine yapılan araştırmalar ve tepkiler, bu konunun daha da ön plana çıkmasını sağlamıştır.
2023 yılında yaşanan gelişmeler, insanların bu konuyu araştırmalarına yol açmıştır. Atatürk’ün anılmamasının gündeme gelmesi, hem haberlerde yer almış hem de sosyal medya platformlarında paylaşılmıştır. İnsanlar bu duruma tepki gösterirken, bazı kesimler ise bu durumun normal olduğunu savunmuştur. Ancak Atatürk’ün hutbelerde anılmamasının bir sebebi bulunmamaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı veya farklı din grupları, Atatürk’ün hutbelerde anılmaması konusunda herhangi bir açıklama yapmamışlardır. Ancak bu konuyla ilgili yapılan paylaşımlarda, Atatürk’ün dindar olmaması gerekçesi gösterilmektedir. Oysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk, verdiği kurtuluş mücadelesiyle sadece özgürlüğümüzü kazanmamızı sağlamamış, aynı zamanda dinimizi de sömürü altında olmadan özgürce yaşama imkanı sunmuştur.
Atatürk’ün hutbelerde anılmadığı iddialarını kınamak ve doğru bulmamakla birlikte, ne zaman ve nasıl hutbe okunacağına karar verme yetkisi bizde değildir. Her durumun bir açıklaması ve nedeni olduğunu düşünerek, saygı duymak önemlidir. Sevenleri olarak, ulu önderimize olan özlemimizi her yıl daha da arttırırken, dualarımızı kendisi için yapmaktayız.
Diyanet İşleri Başkanlığı veya farklı din grupları, Atatürk’ün hutbelerde anılmamasıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmamışlardır. Ancak sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, Atatürk’ün dindar olmaması gerekçesiyle hutbelerde anılmadığı iddiaları ortaya atılmaktadır. Oysa Atatürk, kurtuluş mücadelesiyle sadece özgürlüğümüzü kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda din özgürlüğünü de temin etmiştir. Atatürk’ün laiklik ilkesi doğrultusunda dinin kişisel bir mesele olduğunu ve devletin dini bir görüşü benimsemediğini ifade etmiştir.
Atatürk’ün hutbelerde anılmamasıyla ilgili iddiaları doğru bulmak ve kabul etmek mümkün değildir. Ancak hutbelerin içeriği ve yönlendirilmesi hakkında karar verme yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı’na aittir. Hutbeler genellikle dini konulara odaklanmakta ve Müslüman toplumu bilgilendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Dolayısıyla, Atatürk’ün hutbelerde anılmamasının temel sebebi, hutbelerin dini konulara ayrılması ve Atatürk’ün siyasi bir figür olarak değerlendirilmesidir.